Moral, oradan buradan üflenen kuru-sıkı bir nefes değildir.

Güçten doğar, gücü geliştirir, gücü onarır…

Yumurta mı tavuktan çıkar, yoksa tavuk mu yumurtadan?

Buna benzer bir ilişki köprüsü vardır moral ile güç arasında.

Güçlü kişinin morali yüksektir; moralli kişinin gücü daha da artar.

Başlangıç noktası hangisidir?

  • Bizce güç!

Doğal olarak gücümüze moral katmayı, onu daha da zenginleştirmek için çaba gösterilmesini yadsımıyoruz, ama…

 Bir insan yeteri kadar kendisini güçlü kılmamışsa, ilk darbede morali sıfıra indirgenir; hatta eksilere ulaşır…

Evet… Yanlış ifade etmedik: insan güçlü doğmaz.

Gücünü kendi çabalarıyla kendisi yaratır.

Nasıl spor yaptıkça adalelerimiz güçleniyorsa, aynen böyle…

Ruhumuz da, onu güçlendirecek, besleyecek [ve derinleştirecek] ısrarlı-sabırlı-disiplinli çabalarla gelişir.

Ruhun katmanları içinde yer alan sorumluluk duygusu, ahlaki sağlamlık ve sorgulama yeteneğine sahip aydınlık bir zihnin varlığı ve değeri, bizim bir insan olarak gücümüzü belirleyen temel etkenlerdir.

Sözünü ettiğimiz katmanlar bizim kişi olarak değerimizin de katsayısıdır.

Geldik, gücün açılımına…

Vardık moral dünyamızın kaç okka çektiğine…

Ancak sözünü ettiğimiz bu “değer”ler, soyut birer kavram olmakla kalmayıp, yaşamın pratiği içinde her gün yeni baştan sınanarak somut bir hale gelmek zorundadır.

Ne demiş Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî:

Bulanmadan, donmadan

akmak ne hoş.

Dünle beraber

gitti cancağızım

ne kadar söz varsa

düne ait…

Şimdi yeni şeyler

söylemek lazım!”

Biz de küçük bir ilave yapalım bu özlü dizelere:

Bugün… [Hemen şimdi!] Bütün bu değerli sözleri yaşamımıza taşıyıp,

yeni/güzel/özlü

şeyler yapmak [hiç değilse yapmaya başlamak] lazım…

Gücümüzü tazeleyelim.

Moralimizi diri tutalım.

Yeni, güzel ve özlü şeyler yapalım; yapmaya devam edelim.

Çünkü her gün yeni, yepyeni bir sınavdır.

Sitemizin ana sayfasını izleyebilmek için

LÜTFEN: www.soruyusormak.com linkini tıklayınız.