Çünkü… Ortada bir hükümet yok!

Mizah hangi topraklarda yetişir?

İşte böyle topraklarda, bu zeminde, buna benzer ortamlarda…

Yani… Bu sorunun yanıtını vermek de mizahın konusunun içinde aslında…

Konuyu örnekleyelim az-biraz:

-        Ucundan-acık!..

Örneğin…

“Hükümet İstifa” sloganı –neredeyse bir suç haline geldi ülkemizde.

Yani, getirildi.

Peki, mizah bunun neresinde? [diyenleriniz çıkabilir]

Bu da ayrı mizah konusu ama, şimdilik bu konunun üstünden atlıyoruz.

Geldik sadede:

Bir ülkede hükümetin istifasını istemek asla bir suç değildir. Yani demokratik hukuk devletinde bu böyle…

Ayrıca… Ve daha da önemlisi:

-        Ülkede hukuken ve fiilen bir hükümet yok ki, istifasını talep etmek suç olsun.

Açın bakın Anayasa’ya.

Bakanlar Kurulu mülga!

Yani hükümet diye bir kurum yok.

Hükümet Anayasamızdan resmen çıkartıldı.

Üstüne üstlük bu konuda referandum yapıldı ve “vatandaş”ımızın ahali kısmı bunu onayladı.

Peki şimdi yanıtlanması gereken bir soru:

-        Vatandaş bizzat ve kendi oylarıyla anayasadan çıkartılmış olan hükümetin istifasını nasıl talep ediyor?

Bir soru daha:

-        Ve bu talep “bazılarınca” nasıl bir suç olarak algılanıyor?

Bıraktık algı-malgı işlerini…

Nasıl ülkenin “yönetim iradesi” bu eylemi suç olarak kabul ederek, ceza kesebiliyor?

Olay hayli trajiktir aslında…

Ve mizahı tanımlayan o ünlü söz hemen akla geliyor bu durumda:

-        Mizah, trajedinin en kesif biçimidir...

Evet, ağır-ciddi-vahim bir trajedidir bu değerlendirmeler.

Yaşadığımız hukuki-idari-siyasi ortam… Ve ortaya çıkan sonuçlar.

İşte mizah da böylece bu topraklarda yetişen bir nebattır.

Adı mı?

Bu nebatın adı ancak kaktüs olabilir.

Beğenmediyseniz, siz başka bir ad koyun.

Bizim ise, gülmekten yüreğimiz sızlıyor!

www.soruyusormak.com