Ukrayna-Rusya çatışmasında aklımıza takılan anlam zıtlıklarını alt alta koyup… Çözümü sorguluyor, gerçeği “sobe”lemeye çalışıyoruz.
Çünkü buna mecburuz.
Bir tarafta [neo] faşist bir lider var.
Diğer tarafta [kadim] faşist bir diğer diktatör.
Biri sırtını ABD ve yandaşlarına dayamış.
Diğeri çökmekte olan ekonomisini o kocaman Çin’e…
Putin yıkılan sosyalist rejimin kültürel mirası üzerine bağdaş kurup oturmuş bir “sağ”cı değil mi?
- Evet!
Uluslararası tepişmelerde sırtını dayadığı Çin, komünist değil mi?
Kimileri yüksek sesle, “öyledir” diyorlar.
Kimileri ise, yok canım, hangi dağda kurt öldü… Çin’de rejim resmen “Devlet kapitalizmi” deyip, kestirip atıyorlar.
Hangisi doğru?
Soru ciddi ve eğer düşüncelerinizden bağnazlığı söküp atabilmişseniz işiniz zor: çünkü gelişmekte olan olayların neden ve kökenlerini derinlemesine sorgulamanız gerekiyor.
Verilen klasik yanıtlar, görüldüğü gibi, muhtelif/çelişkili/çetrefil…
Ama görünen odur ki;
[Kadim] faşist Putin’in Rusya’sıyla anayasasında komünist olduğu yazılı olan bir devlet kolkola ve kanka…
Karşıda örgütlenmiş kapitalist/emperyalist bir blok mevcut.
Bayraklarında demokrasi, hukuk devleti, özgürlük sözcükleri sallanıyor.
Ama işin en vahim tarafı şu:
- Bir memleket bombalanıyor.
- İnsanlar ölüyor.
- Bombalar, füzeler, türlü çeşitli en gelişmiş silahlar patlıyor, ülke yanıyor, yıkılıyor… Tanklar, gelip geçenleri eziyor, çiğniyor.
Ne için?..
İşte en önemli soru budur.
Bu sorunun yanıtı [sanıyorum] bu yazıyı okumakta olan herkesin malumudur.
AMA…
İş çözüme geldiğinde, iş sırça köşkündeki koltuklarımıza serdiğimiz mabadımızı kıpırdatma gereği ile yüz yüze geldiğimizde… Hal ve gidiş: Mafiş’tir!
Çünkü çıkar, çünkü konfor, çünkü gelecek kaygısı ve avanta tutkusu… her şeyin/her eylemin/her aydınlık düşüncenin üzerine çökmekte, onu engellemekte ve karartmaktadır.
Ve sonra bin türlü cari-hesap… Aldım-verdim kaygısı.
- Doğal gaza ne olacak?
- Ya buğday?
- Ya dolar?
- Ya petrol fiyatları… Falan!
Gerçek mi bu kaygılar?.. Gerçek.
O zaman bizden de, kocaman bir filan!..
Ama orada bombalar hala patlıyor ve insanlar ölüyor. İşte asıl gerçek budur.
Azıcık güneyde bir neo-faşist, kuzeyde kaşarlanmış KGB ajanı bir diğer faşist. Öte yanda sistemli-örgütlü emperyalist bir cephe; oldukça uzakta ise, komünist-kapitalist-kalabalık bir devlet…
İşte böyle “sayın seyirciler…” Çıkın işin içinden bakalım.
Çünkü buna mecbursunuz!
Çünkü yaşamın önceden belirlenmiş reçeteleri yok.
Bizim görevimiz ise, ısrarla soruları sormak ve inatla yanıtlarını aramak.
