Başlıktaki sözler bizce önemli…

Sığar mı; sığmaz mı?..

İşte mesele…

Hani, “to be, or not to be” gibi bir şey, [gibi geliyor bize].

Ama biz sığdırmaya çalıştık. Tüm yaşam sürecinde, “sol” Sinyal’in sayfaları boyunca…

İşte o kitabın adı, “tırnak” içine alınmış sol’un gölgesini taşıyor.

Özetle;

"SOL" SİNYAL... İçeriğinde;

Koşulsuz serüven duygusu,
Doğu’dan-Batı’ya kültür çatışmaları,
Değerler hiyerarşisi ve sonuç olarak,
Kampçılık-karavancılık…
[yani felsefe!].. mevcut.
İşte bütün bunların hepsini
birlikte ve ayrı ayrı
yaşam zenginliği içinde anlatmaya çalışan
uzatmalı bir öykü, yani bir roman var sayfalar boyunca.

“Sol” Sinyal’ adlı roman [sanki] bir “yol öyküsü.”

Kerem İpsala’nın ötesindeki Batı sahillerine yöneliyor; Kerim ise Ege’nin deniz kıyılarına…

Ama her ikisi de tarihin içinde gezip/tozuyor ve hiç durmadan biri Batı’nın, diğeri Doğu’nun kültür birikintilerini kurcalıyorlar.

Böylece [belki de] kendi gerçeklerine doğru yol almaya çalışıyorlar. Ve nereye gitseler, kendilerini de birlikte götürüyorlar…

Doğu ile Batı kültürleri arasında bir tahta köprü oluşturmanın hayali ile yola çıkıp siyasetin karmaşası içinde hiç usanmadan kendi sorumluluk duygularını sorguluyorlar.

Ve sonra her ikisi de karavanlarının şoför koltuğuna oturuyor, önlerine çıkan ilk sapakta sol sinyal verip yollarına devam ediyorlar. Ama bir de bakıyorlar ki, “sol”, tırnağın içine girip, gizemli bir köşeye sinmiş, saklanmış…



 

Editör: TE Bilişim