Tam yirmiüç adet basılı eseri olan [yazar] Musa Dinç’ten bir teklif geldi.

Teklif, İzmirturk.tv’de edebiyat ve düşünce programına katılmam üzerineydi.

Konu: Edebiyat ve düşünce…

Yani, elimiz oldukça mahkum, katılmamak mümkün değil.

Ama bakalım program yeteri kadar başarılı yani nitelikli olabilecek mi?

Gittik.

Televizyonun stüdyo salonuna girdik.

Bize gösterilen koltuğa oturduk.

Heyecanlı mıyız?

-        Evet

Düşüncelerimizi sıraya koyduk mu?

-        Hayır.

Ruhumuza sorduk: İçtenliğin hazır mı, diri mi; dürüst mü?

Yanıt hemencecik geldi:

-        Evet!

Ve yönetmen işaretini verdi: Motor!..

Böylece, rüzgar gibi geçti o 45 adet dakika…

Konuşmaya çalıştık.

Sorulara yanıt verdik derme-çatma, bölük-börcük…

Sol Sinyal’den söz ettik.

Diğer iki öykü kitabımızın da şöyle bir kenarından geçtik.
Sonra çevre, çöp toplama değil çevre bilinci, kültür, Akbük, kitap okuma topluluğu, balık çiftlikleri, hem falan, sonra filan, derken…

Sıra siyasete geldi. Sorumluluk dedik, görev bilinci dedik. Koltuk kapmaca oyununa karşıyız, dedik. Bu nedenle bugüne dek hiçbir makama aday olmadık, olmayız, olmayacağız, dedik.

Ve endişeli bir bekleyişin içine kendimizi bırakıverdik:

-        Acaba nasıl oldu?

-        Acaba beğenecek misiniz?

Küt küt atıyor göğsümün altındaki zımbırtı.

Nedense… [inanın bana:] Çekim sırasındakinden çok daha fazla heyecan yüklendi gönlüme.

Sahi…

Acep nedendir bunca telaş-heyecan-merak, filan yani?

NOT:

Herhalde izlemeyenler çoğunluktadır.

Bu nedenle programın linkini aşağıdaki satırlarda ilgilerinize sunuyorum.

Tık’layın ve reklamın geçip gitmesini bekleyin.

https://fb.watch/jBiM4riU58/

Keyifli izleyişler…

www.soruyusormak.com

Editör: Faruk Haksal