Uzun zamandır köşe yazısı yamıyorum.
Neden mi?
Eğer gerçekçi olacaksam, bunun türlü çeşitli çok sayıda nedenleri var.
Peki şimdi yeniden niye yazıyorum?
Acaba?.. Yeniden bir umut mu kurcaladı zihnimi?
Neyse…
Medyada sıkça söz edilen bir konu var:
- CHP artık birinci parti!..
Hele hele şu slogan:
- Geçim olmazsa seçim olur!
Düşünmemek elde değil…
CHP niçin birinci parti?
Çünkü bir ülke ancak bu kadar kötü yönetilebilir.
Çünkü ekonomik dar boğaz insanlarımızın belini kırdı; açlık sınırı aşıldı; yaşamak bir çile haline geldi.
CHP’nin bu gelişmelerde bir payı var mı?
Hayır yok…
Ama CHP yerel yönetim seçimlerinde birinci parti olmasına rağmen ülkeyi bu hale düşüren AKP -hala- CHP’nin ense hizasında yarım adım gerisinden kör-topal koşturmaya devam edebiliyor…
İşte sorun bu noktadadır!
Peki çözüm ne?
Bizce ülkenin yeniden demokrasiye, ekonomik refaha, aydınlanmaya dönük bir eğitim anlayışına ve tarafsız yargı sistemine kavuşabilmesi için CHP’nin bu hedeflere neyi nasıl yaparak ve hangi süreç içinde ulaşacağını açık bir şekilde ortaya koyması gerekiyor.
Çözüme yönelik net ve inandırıcı programları halkın önüne sermesi gerekiyor.
Bu programların etkili sloganlarını üretmesi gerekiyor…
Bunlar yapamadı… Ama ben yapabilirim.
- Şöyle yapacağım, böyle yapacağım, bu programları kesinlikle ve derhal uygulayacağım.
- Ve ülkeyi şu süre içinde refaha, adalete, özgürlüğe ve barış ortamına kavuşturacağım!..
- Parti içindeki oncu-buncu çekişmelerini çöp sepetine koyacak, sepetin ağzını sık sık bağlayacağım.
…demesi gerekiyor.
CHP’nin bütün bunları yapabilmesi için de acilen kurucu ayarlarına dönmeye karar vermesine karar vermesi gerekiyor.
İşte bu kadar… Hem çok basit ve hem de çok zor…