İnsanlığın gelişimi göz önüne alındığında değişimin sürekliliği ortaya

çıkar. Görülür ki gelişim kendi içinde hiç durmadan devam eden irili ufaklı değişimlerle var olabilmektedir. İster doğal ister sosyolojik açıdan bakılsın hep aynı sonuca ulaşılır. Bu gerçekten hareketle ana

muhalefet partisi CHP’nin 1950 genel seçimlerinden bu yana hiçbir seçimde iktidarı elde edememesi sürekli ana muhalefet partisi olarak

TBMM de yer almasını irdelemeyi deneyelim.

Neden hep şişine şişine ana muhalefet partisi olmayı muhteşem bir

olgu olarak kabulleniyoruz? Her seçimden sonra söylenen “işte kemik oyumuz şu kadar, üzerine üç beş oy eklendi, bir dahaki seçim için çalışmaları başlatacağız”. Sonra yıllar geçer, seçim sandıkları kurulur ve yine aynı netice.

Parti yönetimi o kemik oy denen kesimin sabrını ne kadar zorladıklarını hiç düşündü mü?

Yıllardır bu senaryoyu seyrediyoruz ama bu son seçimlerden sonra

partide yaşanan karmaşa ekonomik krizle boğuşan seçmeni artık partisinden kopma noktasına getiriyor. Farkında değil misiniz?

Günlerdir sizin parti içi karmaşanızı izlerken değişimden korkularınızı

çözmeye çalışıyoruz. Bu karmaşa artık CHP’nin statükocu bir parti olduğu izlenimini yerleştirmeye başladı. Şöyle ki;

1 – Sadece statükocu kurumlar değişimden korkarlar. Elde ettikleri

konumları kaybetmek istemeyen kişilerin yönetici olduğu kurumlar

daima aynı kurallar içinde yönetim şablonları oluştururlar, bu

şablonlara uygun kişilikleri şablonlara oturturlar.

2 – Partinin statükocu olduğu durumlarda bile parti liderinin gerektiği

yer ve zamanlarda partiyi değişim ve yeniden yapılanmaya açacak

cesaret ve güce sahip olması gerekir. Bir siyasi parti liderinde

özellikle sosyal demokrat bir partinin liderinde halkın yararını ön plana almak, seçmeninin beklentilerini iyi okuyarak değişimi başlatacak baskın ve cesur iradeyi gösterebilmek beklenen ilk özelliktir. DEĞİŞİM VE ARDINDAN GELECEK YENİDEN YAPILANDIRMANIN İLK ADIMINI ATMAK İÇİN BİR SİYASİ PARTİ LİDERİNİN CESUR VE BEDEL ÖDEMEYE HAZIR OLMASI GEREKİR. CHP seçmeni geçtiğimiz seçim yenilgisinden sonra sonuna kadar arkasında durduğu lider KILIÇDAROĞLU’ndan bu cesareti bekledi ama bunun yerine partide gözlerden saklanmaya çalışılan bir karmaşa, bir korkaklık, yenilgi karşısında sorumluluğu üstlenmeyen bir siyasi parti lideri ve yönetim kadrosu buldu.

3 – Geçtiğimiz günlerde CHP’nden bir üst düzey yetkili Kurultay’ın 29

Ekim 2023 te toplanacak ve dört gün sürecek kurultayda partideki değişim dönüşüm yeniden yapılandırma ne derseniz deyin artık kararı alınarak uygulamaya sokulacağını ve ardından yerel seçim

hazırlıklarının hızla tamamlanacağını anlattı. Ben bu söylemden yaşamım boyunca CHP’ne oy vermiş bir seçmen olarak korktum. Hatta deyim yerindeyse ödüm patladı. Ne söylüyorsunuz siz acaba? Hiç düşündünüz mü yoksa düşünmeden mi konuşuyorsunuz. Son seçimlerin üzerinden 29 Ekim itibariyle tam beş ay geçmiş olacak. Yerel seçimlere de üç buçuk ay kalmış olacak. Bütünlemeye kalıp yaz boyu çalışmayan ve sınav öncesi hazırlanmaya çalışan tembel talebe örneğini yakıştırmaya gönlüm razı değil. Geriye kalan ihtimal çok saçma bence. BELKİ DE GENEL BAŞKAN KENDİ RIZASIYLA PARTİ BAŞKANLIĞINDAN İSTİFA ETMEK YOLUNU SEÇMEDİ SİZLER DE STATÜKOCU BİR ÖRNEKLE KURULTAY’DAKİ OYLAMAYI BEKLEMEYE KARAR VERDİNİZ. ÖYLE Mİ ACABA?

Bu şartlar altında seçmeniniz sizlerin hatır gönül bağlantılarınız arasında ellerini bağlayıp çalışmadan geçen aylardan sonra seçim

kaybetmenizi seyredecek öyle mi?

4 – Bana kalırsa parti meclisi derhal olağanüstü kurultay kararı almalı

(bu hususu geçtiğimiz günlerde eski CHP genel sekreteri sayın Önder Sav işaret etmişti ama kimse aldırmadı.) Biran evvel parti içinden zaten kişilik yapıları belli adaylar arasından bir genel başkan seçmeli ve seçim çalışmalarına başlamalıdır. İyi bilin ki seçmenleriniz sizlerin bu hatır gönül, parti disiplini vs. bahanelerinden yaka silkti. Sizden cesur kararlı meydanlarda elleriyle kalp resmi yapmayan ama halkı gerçek anlamda anlayan, ittifaklar peşinden koşmayan, partisinin seçmeniyle bir bütün olmasını sağlayacak kadar kararlı, koltuğa yapışmayan ve koltuğunu kaybetmeyi göze alacak biçimde seçimlere hazırlanan bir lider bekliyor.

5 – CHP seçmeni artık dağılan ittifak ortaklarının seçim sonrası söylemlerinden nefret ediyor. Hele hele yaklaşan yerel seçimler için

yeniden ittifak sorgulamaları berbat görünüyor. Geçen seçimde yaptığınız ittifaka bakın. BİR SOSYAL DEMOKRAT SİYASİ PARTİ HEPSİ TEMELDE BİRBİRİNİN AYNISI MUHAFAZAKÂR LİBERAL PARTİLERLE İTTİFAK YAPTI. Bu ittifakı sürdürebilmek için pazarlık üstüne pazarlık sürdürdü, her birine kendi listelerinden millet vekillikleri hediye etti ve kazanabileceği 38 millet vekili eksikle TBMM’ne girdi. Yine aynı şeyi düşünüyor olamazsınız değil mi?

Lütfen kurultayınızı öne alın, seçim kazanabilecek, halkın tercihlerine daha çok uyan bir partiliyi lider olarak seçin ve artık muhafazakâr liberal partilerle ittifak yapmayın, gerek duyarsanız partinizin kimliğine daha yakın sol partileri ittifak ortağı olarak seçin.

ÜZERİNİZDEKİ BU KORKUYU ATIN. DEĞİŞİM, DÖNÜŞÜM, YENİDEN YAPILANDIRMA NE DERSENİZ DEYİN CESARET İSTER. UNUTMAYIN Kİ HERHANGİBİR OLGUDA KAYBETMEYİ GÖZE ALMAYAN HİÇ BİR FERT VEYA KURUMUN KAZANMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR. Hızla değişimi başlatın, bitirin, seçim çalışmalarınızı hızla başlatın, cesur olun sonuç ne olursa olsun seçmeniniz size güvenecektir ve destekleyecektir. Ama artık TV’lerdeki insanı yoran, ümitsizliğe sevk eden tartışmalar bitsin artık. Yoksa inanın ki seçmeniniz sizlerden vazgeçecektir.