Hasan Yalçın diye gerçek bir “kişi” yaşadı bu dünyada…

Has olan, özgün olan bir kişilikten söz ediyoruz.

İşte o has adamın kitaplarından birisini adı şöyle: DÖNEKLER!

Kitap, 68 Kuşağı’nın önde gelen bir öğrenci liderinin penceresinden o tarihlerde ve o tarihlerin az-biraz sonrasında yörüngesinden fırlayan sapkınları sergiliyordu bir/bir; birer/birer.

Ve daha sonra aramızdan ayrıldı Hasan Yalçın.

Yani… İyi ki ayrıldı. Bugünleri görmedi.

Yazdığı kitabın sayfaları oldukça azdı; çünkü döneklerin sokağı o zamanlar oldukça tenhaydı.

Sonraları caddelere sığmadı bu zevat-ı muhteremler; meydanları taşırdılar.

Ve giderek, gittikçe daha daha kalabalıklaştılar.

İki lokma bir hırka için değil…

Belki manevi değeri çok düşük, ama fiziki/nesnel kıymeti [hayallerinde] çok büyük olan bazı beklentilere esir oldular; tutsak oldular…

Kimisi bir tek övgü ya da plaket için kırdı dümenini.

Kimisi şu-bu olabilmek hayali ile çıktı yoldan, saptı çamurlu bir patikaya.

Kimisi onunla-bununla aynı karede olabilmek, aynı koltuğun [hiç değilse] ucuna oturabilmek; örneğin, iki kare fotoğraf çektirebilmek için ıslattı kişiliğini; yumuşak, sırılsıklam bir insan oluverdi dünden bugüne…

Kimisi ise; sanki nedensiz, sanki kimliği/kişiliği paslı bir mahlukat olarak ya-la-ka [idi] zaten de; [sanki] sadece sıyrıverdi kendisini kendi içinden, ortalıklara dökülüverdi…

Nasıl yani?..

Malina isimli kitabının derinliklerinde [bir yerlerde] Bachmann şöyle yazıyor:

  • Yaşayacak bir “niçin”i bulunan kişi, hemen hemen tüm “nasıl”lara dayanabilir...
  • Yani?..

Şöyle devam ediyor ünlü yazar:

  • İnsan, ancak maddi şeylerin ötesinde bir şeylere sahipse zengindir.

Peki… Zenginlik, fakirlik; demokrasi, faşizm, insanlar arasındaki ilişkiler, döneklik ve saire… dememe kalmadı:

Bachmann sanki beni ve bu soruları duymuş gibi hemen yanıtlayıverdi:

  • Faşizm, atılan ilk bombalarla başlamaz, terörle de başlamaz. Faşizm, insanlarla ilişkilerde başlar, iki insanlar arasındaki ilişkilerde başlar.

Hay Allah!

Peki, bütün bu özlü sözlerle bizim yerel gündemimizin ne alakası var?

Dün CHP’de bir koltuk kapamadı diye bugün AKP’ye dümen kıranlarla ne ilişkisi var?

Hele hele sen Hasan Yalçın arkadaş…

Bizce, -oldukça- vah ki, vah sana…

Özetlersek:

Bu yazının son cümlesi şu olmalı bizce:

  • Yazıklar olsun bu gibileri arkalarından üfleyen o sırılsıklam rüzgâra…

www.soruyusormak.com