İnsan bir yerlerden düşerken bir yerlere tutunmak ister.

[Dikkat, düşerken diyoruz…]

İç-güdüdür bu.

Kendini koruma refleksinin bir parçasıdır.

Tutunmaya çalışılan “bir-yerler”in ne olduğu, neresi olduğu, kimlerin püskülü-fesi olduğu hiç önemli değildir.

Değil mi ki tutunacak bir dal bulunsun; bir çöpe bile razıdır tepetaklak düşmeye yakın olan kişi…

Razıdır, hatta gönüllüdür ama… Ya ortada bir tek çöp bile yoksa ne yapacaktır?

İşte o çaresizliğin içinde kopmak üzeredir dananın kuyruğu.

Zurna da tam o sırada zırt der, susar. [Ne tesadüf!]

Bu ortamda, zorunlu olarak çareler araştırır, bir çare düşünür düşmeye çeyrek kaldığını hisseden biçare ademin oğlu, bir kez daha düşünür.

Çare… Çare, çare?

Nerelerdesin?

Dert çok, hemdert yoktur…

Yüreklerin kulakları sağır; tıka basa sağırdır…

Bulunduğun yörede sol vitrine çıkmışsa, “ucundan acık” solcu olabilirsin. Sağ revaçtaysa zarı bu kez de tersinden atarsın…

Ama aynı ortamda entrikanın sek sek oynadığını, üç kağıtçılığın üstünden atlanıp dört kağıtçılığa ulaşıldığını hissedivermişsen…

Ve hele sana da hayallerde uçuşturulan üç ya da dört kağıtlardan bir/kaç hisse vaadi yapılmışsa [yine ucundan ve yine acık] eğer… Bir sıçrayışta karşı kaldırıma geçip, eline tutuşturulan düdüğü öttürmeye [tık/nefes] başlayabilirsin…

Öttür!

Cebin bilir!

Ama orada kal.

Kendi kutrun etrafında ve mabadının çevresinde dön, dönebildiğin kadar; ama orada, bizlerden uzakta; sen bilirsin.

Yani etrafına kirli hayallerini bulaştırma.

Amaçlarını, kafanın içinde fır fır dönen şeytanların kuyruklarını toplum içine sızdırma; atık-su misali akıtma, çevreyi kirletme…

Kirlilikler elinde kalsın; bulaşma, bulaştırma.

Bir de insanları bölme.

İyi niyetle, safiyetle bir araya gelmiş gönlü serin insanları birbirlerinden ayrıştırma. Onlar için sinsi tuzaklar kurma.

Yani… Sonuç olarak bütün bunları yapmadan tutun, nereye tutunacaksan. Hangi sapın ucundan yakalamaya kalkışacaksan…

Tutun!

Ha… Konumuzun dışında ama… Bir de Tutunamayanlar var, bilmem bilebilir misin?

Bir de onlar… Suda balık, havada kuş gibi olanlar…

Evet… Bütün bunlar meclisimizin dışında, haklısın ama… Bizim amacımız temizlik yapmak.

Orayı burayı süpürüp, tozunu almak.

Yolumuzu, gönlümüzü, zihnimizi daha aydınlık ve temiz kılmak.

Kirliliklerden, pisliklerden yani sizlerden azade!

www.soruyusormak.com