Geçtiğimiz cuma günü ile bugünün bir farkını görebiliyor musunuz?

Cuma günü yıl 2021’di. Bugün 2022.

Başka?

Cuma günü öğlen vakitlerinde benzine ve şürekâsına önemli bir zam yapılmıştı; dün ve bugün gece daha önemli birçok zam yapıldı.

Cuma günü yine az sayılırdı zam oranı, yavaşça ısıtılan kurbağa misali, alıştık artık.

Ama dün ve bugün oldukça daha ciddi, birazdan fazla yandı kurbağanın bir tarafı. Ama tabela hep aynı: Zam, yine zam, yeniden zam… Sadece üç harften ibaret. Zam-a-zingo!

Nereye kadar gidecek bu iş böyle; yani böylesine?

Ancak… Aydın birer yurttaş olmamızdan kaynaklanan sorumlulukların bir parçasını olsun yürekli bir biçimde üstlenecek olursak; evet, işte ancak ondan sonra yanıtlayabiliriz bu soruyu…

Sözün kısası, bu konuda karar vermek sadece bizim işimiz, bizim irademiz…

Ne kadar mı? Bunun ölçüsüne belirleyen sabit bir reçete yok.

  • Gücümüz kadar, zihnimiz, bilincimiz ve yüreğimiz ölçüsünde.

Afrika’dan başlayın, Tüm Asya’yı dolaşın; gelin Amerika’ya, sonra da Avrupa’ya ulaşın… Hangi ülkede, hangi memlekette hayat pahalılığı bu kadarın da azına ulaşsa, adalet bu kadarın yarısı kadar dibe çökse ve özgürlükler yaşamakta olduğumuz kadarının dörtte biri kadar askıya alınsa… O ülkenin muhalefet partileri zirve yapar!

Seçim sandıklarının önünde halaylar çekilir, kulakları sağır edecek kadar sevinçle vurulur davullara, zurnalar öttürülür.

Anket mi yapacaksınız? Ne gerek var… Yüzde 99.99 olur muhalefetin halk desteği.

Geri kalan yüzde 0,1’i mi merak ediyorsunuz?

Yanıtı çok kolay:

Bu orana alışık hangi parti var ülkemizde, siz söyleyin?

İşte onlar, evet bildiniz; sadece Doğu Perinçek’in müritleri kalır bir tek geriye…

Bir de [5’li]’nin beş kişisi, bir de Bay Devlet’in muhterem şahsiyeti ve belki de Reis’ül Azam’ın sarımtırak gölgesi…

Ama ülkenin içinde yüzmeye çalıştığı tüm bu melanet ortamında AKP’nin oyu her gün biraz daha erise de, hala % 30’larda geziniyor. MHP’nin desteği hala sıfırlanmış değil.

Çin bağımlısı Perinçek’in [her nasılsa] “tam bağımsız” etiketini taşıyan siyaseti ise, yandaş televizyonların ekranlarını eskitmeye devam ediyor…

Hele hele [bu şartlarda bile] ona iman etmeyi sürdüren 0 yüzde 0,02 oranındaki çoğunluk…

Hele bir vakitler “Sovyet Sosyalizmi”ni revizyonist olarak ilan edenlerin ve o günlerin SSCB liderlerine “Yeni Çarlar” ismini takanların, bugün o yönetim biçimini yıkıp iktidara gelen kuru-sıkı-simsiyah sağcı Putin’lerle kol kola olmasını kabullenebilmek…

Evet bu kabulleniş, sorgulayan bir düşünce yapısına sahip olmakla değil, ancak Perinçek ve gibilerine iman eden sıradan bir mürit olmakla mümkün olabilir.

Bir de CHP’nin, ülke sorunlarından çok birbirleri ile didişmeyi şiar eylemiş ve hatta bu tavrı meslek edinmiş [bazı-biraz] sadık müritleri… Bir de onlar!

Ne yazık ki, bu ikisi de mutfağımızda bol-kepçe mevcut.

Sonuç: Bir pazar sabahında yazılıyor bu satırlar. Tarih, 02.01.2022

Elbet bu ülkeye de bir gün aydınlık düşünceli, sorgulayan ve düşünce süreçlerinde inanca yer vermeden her “dogma”yı sorgulayabilen, “inançlı” kişiler egemen olacaktır. Ve düşünce sistemimiz [inşallah!] her yönlü ve her türlü softalıklardan arınacaktır.

Âmin!

www.soruyusormak.com