Sayın kodamanlarımız bir araya gelmiş araştırıp, soruşturuyorlar. Konu şu:

  • Seçilecek cumhurbaşkanının nitelikleri neler olmalı?

Ama bizce, soruşturmaya en başından başlamalı…

  • Bir siyasetçi nasıl olmalı?
  • Milletin vekilinin nitelikleri neler olmalı?

Sahnelenen siyaseti temiz kılacak olan temel unsurlar nice olmalı?

Biz aklımıza gelen maddeleri birer ikişer alt alta sıralayacağız. Eksiğimiz olursa, lütfen sizler tamamlayın:

1.- Her şeyden önce milletvekili profilinin en temel unsuru [mutlaka ve mutlaka] dürüstlük olmalı.

2.- Mesela milletvekili, ondan bundan borç tırtıklayıp, üstüne yatmamalı.

3.- Örneğin, milletvekili seçimlerinde yapacağı harcamalar için birilerini -bir şekilde- söğüşleyip, karşılığında karşılıksız ya da sahte çek-senet vermemeli.

4.- Milletvekilinin uçan kuşa borcu olmamalı; borçluları tarafından milletvekili maaşına kadar… onlarca haciz konamamalı…

5.- Milletvekili gı-mı-cınks-lı işlerin içinde olmamalı, bu türden işlerin kıyısından bile geçmemeli, geçmemiş olmalı.

6.- Aleyhinde yargı kararları oluşmuşsa, öncelikle ve ivedilikle bu kararların gereklerini yerine getirmeli.

7.- Ona yardım etmek için elini uzatanların elini ısırmamalı.

8.- “Aldım-Verdim” türü dehşetli “duygusal” ilişkilerinin cari hesaplarından titizlikle uzak durmalı. Kafa yapısı bu tür ali-cengiz ilişkilerin çalkantılarına karşı dayanıklı olmalı.

9.- Yani ve kısacası, Darvin’den bu yana insanlığın geçirdiği o büyük evrimin nihayetinde sağlam bir kişiliğe, içtenlikli bir ruha ve sürekli kendisini geliştiren bir “birey” profiline sahip olmalı…

Çok şey mi istiyoruz?

İsteriz!

Çünkü biz halkız!

Onlar halkın vekilleri.

Yani bizi temsil edecekler, yani insanları, yani insanlığı…

Bu nedenle eksiği, azı, yarım-yamalağı ile yetinemeyiz; ye-tin-me-me-miz gerekir!

Çünkü o zaman ortaya çıkacak her türlü melanetten biz sorumlu oluruz.

Çünkü demokrasilerde [yani sahici olanlarında] gerçek sorumlu halktır.

Çünkü siyasetçiyi o seçer, seçeceği vekilinin niteliklerini o belirler.

Ama bizler o nitelikleri belirleyemiyorsak…

Ya da belirlediğimiz o niteliklere uygun kişileri seçemiyorsak…

Biz sorumluyuz, biz!

İşte, bu sorumluktan -asla- kaçamayız.

Kaçıyorsak da… Sonuçlarına katlanırız.

Ülkemizin ve kendimizin “makus talihine” doğru sürüklenmekten kurtulamayız.