Sayın Hüsnü Bozkurt geçtiğimiz ay Akbük’e geldiğinde aşağıdaki satırları karalamıştık:

"Heyecanlandık.

Sanki Samsun limanına yanaşan Bandırma vapurunu karşılıyormuşuz gibi bir duygusallık oluştu gönlümüzde.

Ama duygusallığın içinde boğulup da kalmadık.

Ateşlendik adeta. İrkildik, dirildik…

Dr. Hüsnü Bozkurt bizleri Kurtuluş Savaşı Türkiye’sinin içinde gezdirdi. O dönemin koşullarını yeniden sorgulamamızı sağladı. Düşündürdü.

Ama bu sağlama, hepimizin ezbere bildiği tarihsel bir resmigeçit biçiminde de değildi.

  • Anlama, kavrama ve harekete geçme gerekliliğini önümüze koyuyordu.
  • Bu gerekliliğin ertelenemez bir sorumluluk olduğunu kafamıza [adeta] çaktı.

Ve ben, dedi Dr. Hüsnü Bozkurt, “işte bu ruhla yeniden Atatürk’ün ilke, devrim ve düşüncelerinin yaşadığımız ortama egemen olması amacıyla yola çıkıyorum. Sizlere bu yolculuğu öneriyorum.

Bunun için de sizlerden, bu amaca inanmanızı, o inancın yürekli ve özverili öncüleri olmanızı diliyorum."

O bizden bunları diledi.

Ve şimdi genel başkan.

Biz de ondan bizi heyecanlandıran sözlerini hayata geçirmesini diliyoruz.

“Hemen ve şimdi…”den başlayarak!

Yani özetle, ADD artık [ve yeniden,] Atatürkçü Düşünce Derneği olmalıdır.

Ankara başta olmak üzere, Edirne’den Van’a kadar tüm şubeleri ile birlikte yeniden sahici bir diriliş sergilemelidir.

Bugünün “Müdafaayı Hukuk” hareketi; katılımcı demokrasi ve özgürlük mücadelesidir.

  1. Siyasal alanda, tam bağımsızlığı “karakteri” haline getiren;
  2. Kültür platformunda, aydınlanmanın evrensel mirasına sahip çıkan;
  3. Sosyal ve ekonomik ortamda ise; insan haklarını, düşünce ve ifade özgürlüğünü, katılımcı demokrasiyi ve emeği en yüce değerler olarak yücelten, hukukun üstünlüğü ve ulusal egemenliği temel düstur belleyen bir düşünce ve eylem bütünlüğüdür.

Artık internet devrimciliği ikinci/üçüncü/dördüncü kulvara ötelenmelidir…

Atatürkçü Düşünce Derneği’nin birincil görevi, yukarıda sözünü edip kısaca [A/B/C] unsurları içinde sıraladığımız temel esasları halka götürmek olmalıdır.

Somut olarak, fiilen, bizzat temas ederek kurulmalıdır bu köprü…

Artık sırça köşklerimizin balkonlarında whatsapp ilericiliğini ya da facebook sayfalarındaki internet devrimciliğini aşmamız gerekmektedir.

Kurtuluşun başka bir yolu yoktur.

Öncelikle aydın sorumluluğu bunu gerektirmektedir.

“Gardırop”un kapısını ardında bırakmış gerçek Atatürkçülük bu esaslar içerir.

Biraz yorucudur bu mücadele, ama lezzetlidir.

Hamam mı?...

       - Evet, hamama giren biraz terleyecektir.

Ama başka türlü üstümüze örttükleri ölü toprağını silkeleyip, arınıp, temizlenemeyiz…

Bize bu heyecan, güç ve azmi yeniden kazandıran Sayın Hüsnü Bozkurt’u bir kez daha kutluyor, başarılar diliyor; teşekkür ediyoruz…

Sitemizin ana sayfasını izleyebilmek için LÜTFEN: www.soruyusormak.com linkini tıklayınız.