Öncelikle unutmadan hemen söyleyeyim:
- Yeni yılınız kutlu olsun…
Yani; mübarek, mutlu, uğurlu olsun.
Türk Dil kurumu sözlüğünde kutlu sözcüğünün karşısında bunlar yazıyor.
Tamam ve peki… Bizce de öyle olsun, AMA…
Peki ama ya geçtiğimiz o yıl, yani kadim 2021’i kutlu-mutlu söylemin neresine iliştireceğiz?.. Sahi neler oldu ardımızda kalan o karanlık günlerde?
Bizce yeni yılı kutlamadan önce o meşum/o uğursuz/o berbat yılın gebermiş olduğuna sevinmemiz gerek… Öyle ya da böyle, o kocaman yılı ardımızda bıraktığımıza sevinip, birbirimizi geriye dönük kutlamamız gerek.
Tamam… Bu satıra kadar sanıyorum kimsenin itirazı yoktur.
Peki, ya berbatlığın, uğursuzluğun nedenleri neydi?
2021 yılı niçin bu derece berbattı?
Bu oluşumdaki payımız ne?
Kaç okka çekti sorumluluklarımız?
Bizce yepyeni bir yıla adım atarken verilmesi gereken hesap budur.
Çünkü, hesap verme işlevi sorumluluklarını yüklenme yeteneğinin en önde gelen unsurudur.
Soru:
2021 yılını berbat kılan temel öğeler nelerdir?
- Pandemi,
- Hayat pahalılığı,
- Demokrasinin dibe vurması,
- Hukuk Devleti ilkesinin yerlerde sürünmesi,
- Yolsuzluklar,
- Dolar, enflasyon, cari açık… Vs.
Bu torbanın içine sizlerin de ekleyebileceği katı ya da yumuşak atık-sorunlar olabilir; [belki de…]
Koyun onları da bu aynı sepete…
Şöyle bir sırtınızı geriye yaslayın ve biraz zahmet olacak ama, acık [ve ucundan] düşünmeyi deneyin:
- Bu sorunların varlığında ya da oluşumunda benim de bir payım oldu mu?
- Peki ya bu sorunların çözümleri yönünde küçük de olsa bir katkım oldu mu?
Batılıların bu gibi durumlarda kendilerine yönelttikleri bir soru var:
- Ben ülkem için ne yaptım?
Yani… Bunların her ikisi de aynı kapıya çıkan iki birbirine benzer sorgulama biçimi…
İşte bu yılın son yazısının son cümlesi ve biten yılın son sorusu da şöyle:
- Biz [yani bensen-o] bu sorgulamanın neresindeyiz?
- Ardımızda kalan o kocaman 365 gün içinde o sorgulamanın neresindeydik?
Hepinize yeni yılda mutlu, başarılı, sağlıklı ve daha güçlü, daha sorumluluklarımıza dönük ve keyifli bir gelecek diliyorum.
